BİR İNSANI ALİMİ DİN BÜYÜĞÜNÜ NASIL RAB EDİNİRİZ

Allah bizi hidayete/kurtuluşa erdirseydi biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi, sızlansak da sabretsek de, birdir/ değişmeyecektir. Çünkü, bizim için, sığınılacak bir yer yoktur.” 14/İbrahim 22 Hesap görülüp iş bitirilince, şeytan diyecek ki, şüphesiz Allah size gerçek olanı vaat etti, ben de size vaat ettim, ama, size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu, ben sadece sizi inkara çağırdım, sizde benim davetime hemen koştunuz. O halde, beni kötülemeyin, kendinizi kötüleyin. Ne ben, sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Şüphesiz daha ben, beni Allah’a ortak koşmanızı ret ettim. Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır.” Allah daha neyi açıklayacak ayet gayet açık ve net uyarırken, Allah’la ayaklaşıp inat edenler, bu kadar insan yanlış mı diyenler, bakın işte bunlar yanlışmış, birileri insanları şirke, ortak koşmaya ve cehenneme götürüyormuş, niçin kanıyorsunuz, aklınızı çalıştırmıyorsunuz, zararı siz ahrette göreceksiniz. 33/Ahzab 67, “Ey Rabbimiz, biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da, onlar bizi yolan saptırdılar derler.” 33/ Ahzab 68, “Rabimiz onlara/bizi saptıranlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lanetle rahmetinden kov.” Uyulanlarla uyanlar, ahrette birbirlerine düşüp itiraz edecekler ve bakın neler olacakmış. 34/Sebe 32, “Büyüklük taslayanlar/uyulanlar, zayıf sayılanlara/ uyanlara kıyamet gününde şöyle diyecekler, size hidayet geldikten sonra, sizi doğru yoldan biz mi çevirdik? Esas suçu siz yapıyordunuz.” 34/Sebe 33, “Zayıf sayılanlar/uyanlar da büyüklük taslayanlara/uyulanlara, hayır gece, gündüz işiniz tuzak kurmaktı. Çünkü siz daima Allah’ı inkar etmemizi, Allah’a ortaklar koşmamızı bize emrederdiniz derler. Artık azabı gördüklerinde, için, için yanarlar, Bizde o inkar edenlerin boyunlarına demir halkalar takarız. Onlar ancak yapmakta oldukları günahları yüzünden cezalandırılırlar.” Daha çok ayetler var. Bazı menfaat peşinde giden insanlar, çevresindeki insanları mideden, şehvetten, zihin ve gönülden teslim alıp, akıllarını kiralayarak, kendilerine kul etme kurnazlığını yapıyorlar. Bir, menfaat yeri, kurmuşlar ve insanları o menfaat yerine zorlamaktadırlar. O menfaat yerine gelenleri cennetlik ilan edip, menfaat yerine gelmeyenleri ise asi ilan etmektedirler. O menfaat yerlerinde insanların iradeleri, akılları, sorgulamaları, İslam dışı anlatımları ile ellerinden alınmaktadır. Buna verilecek pek çok misal var tabiî ki hepsini burada belgelemek mümkün değil, meraklıları tarikatları anlatan bütün kitaplara baktıklarında görüp okuyabilirler. Bir tanesinden kısa bir alıntı vererek bilgilendirelim. “…Darda kalan sufiler, yetiş ya gavs diye gavsa sığınırlar, gavs, yardım isteyene yardım elini uzatır. Abdulkadir Geylani en büyük gavs unvanına sahiptir… Bunlardan başka, sayıları bir rivayette sekiz, bir rivayette kırk olan nüceba ile sayıları on yada üç yüz olan nükeba denilen ve insanların iç dünyalarından haberdar olan şahsiyetler vardır. genel olarak gayb erenleri diye anılan bu hak dostlarının makamı boş kalmaz, ölenin yerine kendisinden sonraki yükseltilir.” (Hasan Kamil Yılmaz, Altınoluk Aralık, 1995 sayısından nakil) isteyenler bu sayıyı bulur ve daha ne şirk sözlerle karşılaşırlar görürler. Ş

#kemalyavuz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.