BİR İNSANI ALİMİ DİN BÜYÜĞÜNÜ NASIL RAB EDİNİRİZ

Zaten ahrete kalmadan böyle inanılan bütün İslam dünyasının bu dünyada çektikleri ceza Allah bilir ama bu olsa gerektir. Demek ki, Allah’ın vahyi Ku­rana uymamak ve Kuran dışı fetva vermek bu ve benzeri ayetlere göre isyandır, şirktir ve ortak koşmaktır. Ne yapılıyor? Allah’ın hüküm koyma yetkisi, mezheplere, alimlere, tarikat ve cemaatlere ve benzerlerine verildiği için, şirk oluyor ve dine ilave yapıla­rak ortak koşulmuş oluyor. Bu Kuranı beğenmemek, yetinmemek, ötelemek değil de nedir? Tamda 25/ Furkan 30, “ …Kavmim bu Kuran’ı büsbütün terk ettiler.”

5/Maide 3, “…Bugün dininizi sizin için kemale erdirdim, nimetlerimin tama­mını size bahşettim ve sizin için din olarak İslam’ı uygun seçtim.” Aye­te göre Kuran tamamlanmıştır, Kuran tamamlanınca, dinde tamamlanmıştır. Öyleyse dini Kuran dan başka yerler­de, kaynaklarda aramak, Kuran, yani din tamamlanmamıştır, haşa Allah unutmuştur, Allah dini eksik gönder­miştir,Allah eksik iş yapmıştır bizde bunu çeşitli kaynaklardan, uydurma hadis, mezhep, tarikat,alim ulema ve cemaatlerden tamamlayalım demektir. Bir düşünüp, bakalım Allah sadece din bana ait diyor ve tek Allah var. Birde diğer tarafa bakalım, mezhepler var pek çok sayıda, alimler var çok sayıda, tarikatlar, cemaatler falanlar, filanlar burada teklik yok çokluk var, teklikte şirk ve ortaklık olmaz, ama çoklukta ortaklık olur. Din tektir ve tek olmak zorundadır birlik açısında, herkes ona uyacak ve birlik sağlana­caktır. Peki diğer tarafta çokluk var hangisine uyalım, birinin dediğine di­ğer yanlış diyor, biri birini beğenmiyor böle bir din ve din anlayışı olur mu?

6/Enam 115, “Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmış­tır. Allah’ın sözlerini değiştirecek kim­se yoktur Allah bilendir ve işitendir.” Tamam da, hadisler, mezhepler, tari­katlar, alimler ne olacak? bunun ceva­bını bizler değil Allah bu ve benzeri ayetlerde vermiştir. Kim, değiştirecek, Allah’ın sözünü, ayet öyle emrediyor, 42/Şura 10, “Ayrılığa düştüğünüz her­hangi bir şeyde/konuda hüküm ver­mek yalnız Allah’a mahsustur. İşte bu Allah benim Rabbimdir O’na dayan­dım ve O’na yönelirim.” 14/İbrahim 52, 16/Nahl 64 gibi ayetler. Hadis diye bağıranlara da yine cevap Allah’tandır bakalım ne denmiş. 45/Casiye 6, “…Ar­tık Allah’tan ve Allah’ın ayetlerinden sonra hangi HADİSE/söze inanacak­lar.” Yine 7/Araf 185, “…O halde Kuran’dan sonra hangi HADİSE/söze inanacaklar.” 77/Murselat 50, “Onlar/insanlar artık bundan/Kuran’dan sonra hangi HADİSE/söze inanacaklar.” Bu ve benzeri ayetlere ters düşenler şu ayeti de unutmasınlar, 16/Nahl 89, “…Biz bu kitabı sana, her şeyin ayrıntılı açıklayıcısı, bir doğruya iletici, bir rah­met, Müslümanlara bir müjde olarak indirdik.” Demek ki, Allah unutmamış­tır, eksik din göndermemiş, Kuran’da da din olarak her şeyi açıklamıştır. Hadis kitaplarını yazanlar, önsözlerin­de birinin doğru dediğine diğeri yan­lış hadis diyor, biz demiyoruz kendi­leri diyor. Birinin aldığı hadisi diğeri yanlış diye almıyor, bizde bu tezatları yanlışlıkları insanlara izah etmeye ça­lışıyoruz, olay bundan ibarettir.

Bazı din büyüklerinde olağanüstü güçler var demek ve buna inanmak, onların sağ iken ve ölümlerinden son­ra bazı tasarruflarda bulunacaklarına inanmak ve iddia etmek insanı Allah korusun şirke sürükler. Allah, Pey­gamberlerine ve bizim Peygamberimi­ze bile böyle bir yetki vermemiştir.

#kemalyavuz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.