KÖKTEN ÇÖZÜM: TAMAMEN KALDIRILMALIDIR

Her geçen farklı skandallarla ülke gündeminden düşmeyen izdivaç programları için RTÜK, harekete geçti. Ya kökten kapatılacak ya da ciddi anlamda düzenlemeler getirilecek. Uzman Sosyolog ve Aile Danışmanı Dilek Albayrak, RTÜK’ün evlilik programlarına çok daha önceden müdahale etmesi gerektiğini ifade ederek,  evlilik kurumunu derinden zedeleyen bu tarz programların tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.

Her geçen gün farklı skandallar ile ülke gündeminden düşmeyen evlilik programları için RTÜK, düğmeye bastı. Neredeyse her televizyon kanalında görmeye alışık olduğumuz izdivaç programları ya kapatılacak ya da ciddi düzenlemeler getirilecek. Uzman Sosyolog ve Aile Danışmanı Dilek Albayrak, düzenlemeye değil kökten kaldırılması gerektiğini ifade etti. Albayrak, “ Ülkemizde,  Türk İstatistik Kurumu(TÜİK)’nun verilerine göre evlenme oranı sabit kalırken boşanma oranı %4,5 artmıştır. Özellikle 1 ila 5 yıl içerisinde boşanma oranı daha fazla görülmektedir. Evliliğin ilk 5 senesinde ne oluyor derseniz; Bireyler kendinden ve karşı taraftan ne istediğini bilmiyor.Beklentilerini net bir şekilde ortaya koyamıyor.Ya da tamamen maddiyata dayanan bir birliktelik oluşuyor,maddiyat olmadığında, sözler tutulmadığında tartışmalar ardından boşanmalar gerçekleşiyor. Gelelim evlenme programlarına; .Evlilik müessesesinin kan kaybetmeye başladığı dönemlerdeyiz zaten, evlilikle ilgili algılarımız dejenere olmuşken bu programlar da tuzu biberi oldu. Hal böyle olunca bu programlara olan hassasiyetimiz de toplum bilimciler olarak arttı.”diye konuştu.

“EVLİLİK, BAZILARI İÇİN RANT KAPISI OLMUŞ”

Toplumun en önemli kurumu olan evlilik kurumunun bazıları için rant kapısına dönüştüğünü söyleyen Albayrak, “ Evlenme programlarının formatına baktığınız da evlilik kurumunu ayakta tutabilecek unsurların çoğunun bulunmadığını farkediyorsunuz. Nelerdir bu unsurlar; özel hayatın mahremiyeti, karşılıklı saygı, fedakârlık, maneviyat, sorumluluk. Bu yapı taşları olmadığı gibi ne yazık ki medyatik olmak, sosyal ortama girmek, günü yaşamak gibi düşüncelerle oraya gelip vakit öldüren daha doğrusu evlilik denilen -çok kutsal olan – kurumun üzerinden menfaatlenmek isteyen bir kesim var. Ve özellikle bu kesim üzerinden reyting alan televizyon sahipleri var. İki insanı birleştiriyorum bahanesiyle çok güzel rant elde eden korkunç bir grup var. Yapımcısından tutun da program sunucularına kadar. Bu çok korkunç bir tablo. Böyle bir formatta evlenen bireylerin sağlıklı bir birliktelik yapabileceklerine inanmıyorum. Çünkü oraya gelen bir kısım bireylerin de niyeti halis değil. Birinin niyeti halisse diğerinin değil. Mutlu mesudu muhakkak vardır. Ama bu çiftler çok küçük azınlığı oluşturmaktadır.”şeklinde ifade etti.

KESİNLİKLE GEÇ KALINDI”

RTÜK’ün, evlilik programları için daha önceden düğmeye basması gerektiğini söyleyen Aile Danışmanı  Albayrak, “Kesinlikle geç kalmıştır. Kırılanı bozulanı tamir etmek kadar zor bir şey yoktur. Hüner, kırılıp bozulmadan önlem almaktır. Gençlerimizin bilinçaltına birçok mesaj gitmiştir. Evlilikler çıkar ilişkisine dönüşmüş, kişisel gelişimini tamamlayamamış birçok kişi iki kişi arasına girerek söz sahibi olmuştur. Medyatik olmak, şarkıcı olmak için insanlar evlilik gibi kutsal bir kurumu basamak yapmak derdine düşmüştür. RTÜK ‘ün bu programları tamamen kapatması gerekir. Şu günlerde programların yapılarında düzeltmeler yapılsın, iyileştirilsin deniliyor ama ben katılmıyorum. Tamamen yanlış olan bir sistemin bir yerlerini düzeltmeye kalkmazsınız. Çünkü neresinden tutsanız elinizde kalır. O zaman onu tamamen yok etmeniz gerekir.”dedi.

SADECE RTÜK’E YÜKLENİLMEMELİ

“Yalnız şöyle bir durum var toplumun elinden bir sistemi aldığınızda iyi ya da kötü, sonuçta bir ihtiyacı karşılıyorsa onun yerine o ihtiyacı karşılayacak alternatif bir çözüm önerisi sunmalısınız. Burada Aile ve sosyal politikalar bakanlığının devreye girip alternatif projeler üretmesi gerekmektedir. Sadece RTÜK’e yüklenip bunu kaldır demek doğru olmaz. Yıkıcı değil yapıcı olmak gerekiyor. Bir şeyi kaldırdığınız zaman yerine aynı görevi görecek fakat bahsettiğimiz zararların yaşanmadığı bir sistem kurulmalı. Yani amaç insanları yuva sahibi yapmaksa daha formal ve bilir kişiler tarafından denetlenebilir ve desteklenebilir pozisyonda olmalı. Eğitimlerle desteklenmeli, geri dönütü alınmalı. Aksi taktirde “internette tanışma” gibi daha sağlıksız evlilikler oluşabilmektedir.”

“ONLAR YÜZÜNDEN TOPLUM DEJENERE OLDU”

Toplumda bu programlar sayesinde evliliğe bakış açısı değişmeye başladı. Bir nevi toplum dejenere oldu. İnsanların özel hayatlarının çarşaf gibi ortaya serilmesi ve bundan kişi sahibinin rahatsızlık duymaması çok düşündürücüdür. Evlilik kutsal olmaktan çıkıp, çıkar ilişkisine dönüşmüş durumda. Ve bu tamamen normalleştirilmeye başlandı. Evin varsa, gelirin varsa ben de varım, yoksa yokum mantığı güdülmekte, hatta pazarlık unsuru olmakta. Gelenek ve göreneklerimize tamamen ters düşen, hiçbir toplum kültürüne uymayan menşeimiz bir sistem oluşturulmaya çalışılıyor. Ben bu durumun dış kuvvetlerce dayatılan, özel programlanmış toplumumuzu yıkmaya yönelik politikalardan biri olarak değerlendiriyorum. Türk milletini ayakta tutan yenilmez yapan, güçlü kılan metaların milli duygularımız ve maneviyatımız, gelenek ve göreneklerimiz olduğunu çok iyi bildikleri için bizi içten fethetmeye çalışıyorlar. Toplumu oluşturan en küçük birimdir aile. O yüzden bizim ve kurumlarımızın çok daha uyanık olup bu gibi dayatmalara, politikalara karşı bilinçli olmamız gerekiyor.

GÜLDEN ÇOKTAN-ÖZEL

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.