KOŞAN FUTBOLCU MU YATAN FUTBOLCU MU?

Geçtiğimiz günlerde Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Galatasaray’ın Atiker Konyaspor maçına tamamı yabancı oyunculardan oluşan 11’le çıkmasını esprili bir dille eleştirmişti. Eleştirmesinin yanı sıra sahaya çıkan 11’ e bakınca o kadar yabancı futbolcunun olduğu bir takımda Galatasaray isminin biraz abes kaçtığını bu yüzden takımın adı değiştirilmeli diye de eklemişti…

 Maç sonucuna gelecek olursak Galatasaray, o maçı 2-0 kazanmıştı. Kazanmasalar ayıp ederlerdi. Bu tablodan şunu anlıyoruz ki Osmanlı’da başlayan Batı’ya hayranlık ne yazık ki hala günümüz Türkiye’sinde varlığını devam ettirmekte. Hayranlık kendi milli değerlerini gasp ettiği zaman oturup düşünme zahmetinde bile bulunmuyoruz ne yazık ki…

Ülkemizde bilindiği üzere büyük futbol takımları, her ilde kendi spor kulüpleri adı altında oyuncular yetiştirmekte. Ve bundan ziyade ülkemizin amatör takımlarında dört büyük takımın kadrosunda olan en iyi olarak nitelendirilen futbolculardan çok daha iyi oynayan oyuncuların olduğuna eminim.Ama Türk futbolcuları top oynayamaz algısı ile hareket etmekte ısrarcı Türk oyuncularını küçümsemekte kararlıyız…

Ama tabiî ki kimse zahmet edip amatör takım oyuncularının arasına karışmamakta ısrarcı. Bence de ne gerek var. Yabancılar iyi oynar. Yabancı hayranlığı ne yazık ki ülkemizde futbolda daha çok görülmekte. Kendi ülkemizin gençlerine fırsat vermek yerine milyonlarca paraları koşsam mı koşmasam mı diye saha da kafasında deli sorular olan oyunculara harcamaktayız.

Koskoca bir takımın 11’nde bir tane Türk futbolcunun olmaması bence bu futbol nereye gidiyor diye düşünülmesi gereken bir konu. Aynı zamanda yıllarını futbol sporuna vermiş ve mahallelerde patlak toplarla futbol oynayan çocuklara da yapılan bir haksızlık…

Ülkemizdeki takımlarda çok güzel top oynayan futbolcularımız var. Ama onlardan bazıları futboldaki başarılarıyla anılmak yerine fırtınalı özel hayatları ile gündem olmayı tercih ediyor. Ve aklıma İlyas Salman’ın başrolünde oynadığı “Ya ya ya Şa şa şa”filmi aklıma geldi. Bilmem anlatabildim mi?

Milyonlarca paralar verip şımarttığımız birkaç sonradan görme futbolcu ile Türk futbolunu bir yerlere taşımaya çalışıyoruz. Türkiye son yıllarda milli takım forması ile yabancı takımlar karşısında başarı elde edememekte. Üç yaşındaki çocuğa sorsanız skor ne olur diye Türkiye kaybeder der. Sonradan görme futbolcuların devri kapanmalı, kendine hayrı olmayan fosilleşmiş antrönerlerle devam etme ısrarcılığını bırakmalıyız.

Aldıkları paralar ile sahada sergiledikleri performansları arasında dağlar kadar fark olan bu futbolcular, milli takım formasını hak etmemekte, gerçekten onlardan çok daha güzel oynayacak genç futbolcuların hakkını yemekte ve en önemlisi Türkiye’de Milli Takım tanımına olan saygıyı azaltmakta…

Ama bir kahramanlar var ki herkesin unuttuğu ama başarılarını kolayca sahiplendiği…

Avrupa Şampiyonu Ampute Milli Futbol Takımı….

Şampiyonalığına kadar bazıları böyle bir takımın olduğunu bile bilmiyordu. Şu sonradan görmelerden fırsat kalmamıştı. Aldıkları paralar ile bir kez Türk bayrağını dalgalandıramayanlara en güzel örnek aslında. Kimisinin doğuştan bacağı kısa kiminin trafik kazasında kolu koptu. Kiminin Şırnak’ta mayın patlaması sonucu bacağı yok. Ama onlar engelsiz yürekler.

Şampiyon oldukları anı tekrar ekranlarda izleyerek gözyaşlarına hakim olamayan kahramanlar. Helal olsun ki sizlere bu zamana kadar top koştuğunu zannedenlere büyük bir ders verdiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.