KAÇMAKLA GİDİLMİYOR

Gitmek; günler, aylar, yıllar boyunca .. Kaçmak çok uzaklara ..
Bazen tek istediğimiz tek ihtiyacımız bundan ibaret. Yasla kafanı
cama tak kulaklığını, duyma kimseyi. Sürsün yol alabildiğince
uzaklara. Kim ne diyorsa desin, duyma. Git gidebildiğin yere
kadar. Yeter ki sana acı veren o yerden uzaklaş ..
..
Peki Soruyorum, yaşadığı her duyguyu taşıyan kendi yüreğinden
kaçabilir mi insan, kaçış kurtuluş mu? Değil! Biliyoruz
kaçamayacağımızı, kurtulamayacağımızı. Zaten belki kaçış
da değil ama biraz huzur sanki. Ya da adını koyamadığım bir
şey işte. En sevdiğimiz müzikler eşliğinde. Kimi pop, kimi slow,
kimi arabesk, kimi tasavvuf .. Öyle müzikler yapılmış ki dinlerken
diyorsunuz ‘Yahu bu adamlar ne yaşamış da yapmış böyle
şarkılar?’ .. Adeta yaşıyorsunuz şarkıyı, ölümüne yaşıyorsunuz,
kayboluyorsunuz müziğin içinde. ‘Ah’ diyorsunuz. Sızlıyor içiniz.
Çünkü sizi anlatıyor, size yaşadığınız ne varsa onları anımsatıyor.
Anımsadığınız şeyin adı hüzün. Hüzün çok da yakışmıyor
insana lakin bazen ihtiyaç duyuyor yürek hüzünlenmeye..
Bir çeşit terapi belki de. Bahane her zaman hazır eylül gibi, nisan
yağmuru gibi, bir şarkı gibi, bir şiir gibi, bir fotoğraf gibi,
izinsiz gelip beynimize çöreklenmiş bir anı gibi.. Ne iyi ne de
kötü bir duygu. Sevilir ama fazlası acı verir tahammülü zor bir
duygu. En çok yalnız hissedenlerin tanıdığı sevdiği özellikle o
ruh halinden çıkmak istemediği durum hali. Tek teselli hayaller
ve o sevdiği şarkılar. Biz milletçe seviyoruz hüznü. Dünden
bugüne şöyle bir baktığımızda görüyoruz ki kendimizi parçalamışız,
perişan olmuşuz. Peki gitmeye sebep hüzün mü? Hüzünse
neden seve isteye taşıyoruz içimizde hüznü. Şarkılar mı?
Şarkılarsa neden ısrarla dinliyoruz ki şafak sökene dek, yaraya
tuz basa basa, hem de giderken yani bir diğer deyimiyle kaçarken
.. Sadece zayıflıktan ibaret bir eylem olmakla beraber fazla
anlam ve derinlik yüklü bana göre. Kaçmamalı, gitmemeli .. Ne
varsa sana karşı, hepsiyle savaşmalı gücün yettiğince. Acıyı da
aynı yerde yaşamalı, neşeyi de. Bir ömür direnmeli. Yoksa insan
kaçıyorsa korkuyordur mu demeli? Artık burada susup şairin
sözlerine kulak vermeli, Diyor ki şair;
Korktuğunu zannederken üstüne bir de kaçarsan,
O kaçtığın şey karanlıkta kalırken sen aydınlığa çıktığını sanarsan,
İçindeki değil, karanlığın kendisi olur senin için mesele..
Kaçtığın için korkar olursun neticede..korktuğun için kaçtığın,
bahane.. Selametle..

#selmakösedağ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.