ÖZGÜVEN  EKSİKLİĞİ NASIL AŞILIR?

Özgüven kişinin kendisine karşı olumlu yargılarının olması, olayları kontrol edebileceğine inanması, kendini sevmesi, değerinin farkına varması, yeterli olduğunu düşünmesi, kendisiyle barışık olması, kendini tanıması gibi kavramlardan oluşur. Özgüven eksikliğinde kişi kendisinden şüphe duyar, boyun eğer, pasif olur, güvensiz hisseder, depresyona girer ve aşağılık duygusu gibi kavramları içerir.

Özgüven eksikliği neden oluşur?

Erken çocukluk döneminde çocuğun bulunduğu ortam ve anne-babanın  yaklaşımları  özgüven oluşumunda en büyük paya sahiptir diyebiliriz. Daha çok , yargılanan suçlanan aşağılanan bireylerde gözlemlenmektedir. Yanlış iletişim şekilleri, yanlış rol modeller kişileri bu handikaba sürüklemektedir.Özellikle 0-6 yaşa arasında çocuğa karşı olan söylemler hele hele çocuk işitsel ise yani algı seçeneklerinden işitmeyi, duymayı daha çok ön planda tutuyorsa anne baba olarak söylediğiniz tüm sözler dikkate alınır. Sizin gayet önemsizce söylediğiniz bir söz çocuğunuzun tüm eğitim öğretim ve özel hayatını etkileyebilir. Görsel çocuklarınız için yani sözlerden çok görüntüye davranışa önem veren bir çocuğunuz var ise siz ona ne kadar “seni seviyorum” deyin o sizin sevme ile ilgili davranışlarınıza takılacaktır. Onun için özenle yaptığınız yemeğe, o konuşurken tüm işinizi bırakıp ona doğru yönelmenize , bakışlarınıza , mimiklerinize takılacaktır. Eğer çocuğunuz dokunsal ise yani ; dokunulmak onun için daha önemli ise o zaman ona sarılmadıkça sevginizi hissedemeyecektir. Dolayısı ile özgüven eksikliğinin temelleri atılmış olacaktır.

Özgüven eksikliği bütün psikolojik problemlerin tabanını oluşturmaktadır. Özgüven eksikliği kendini sevme sevmeme karışıklığıdır. Kendini sevmeyen insan ise ; anti sosyal kişilik bozukluğu , aksiyete( kaygı bozukluğu) , okb(obsesif kompulsif bozukluk) yani takıntı; panik atak , depresyon gibi hastalıklara kapı aralar. Bunun için kaliteli ve huzurlu bir yaşam için inci gibi değerli  bir konudur.

Peki bu durumda olanlar ne yapmalı?

Kendi kendinize şu soruları sorun:

  • Hayatımın anlamı nedir?
  • İyi olan özelliklerim nelerdir?
  • Kötü olan özelliklerim nelerdir ve bunları nasıl düzeltebilirim?
  • Her insan yanlış yapabilir ben de insanım ve yanlış yapabilirim.
  • İnsanlar farklıdır her türlü yorum yapabilir . Onları yorumları ile baş başa bırakın. Eğer çok fazla etkileniyorsanız o kişiye verdiğiniz değeri gözden geçirin ve neden bu kadar değer verdiğinizi düşünün. Kendinize şu soruyu sorun: Benim hakkımda ….düşününce ne olacak? Cevabınızı yazın ve …..olduğunda ne olacak deyin kendi kendinize.

Mesela; size bir tanıdığınız bu gidişle sen evlenemezsin dedi.

Aslında size ne demek istedi? Nasıl bir gidişle?

“Sen evlenmeye değer biri değilsin” mi yoksa “ güzel değilsin “mi  ya da “evlenecek beceriye mi sahip değilsin”. Size en çok hangi mesaj gitti ise onun üzerinde durun. Diyelim ki ;

Sizi evlenmeye layık görmedi. Kime göre, neye göre değerlendirme yaptı. Ya da evlenmek değer göstergesi mi? . Bu soruları kendinize sorun. Burada diyen kişiye değil de sizin içinizde oluşan duruma odaklanın. Değerinizi kendi kendinize belirleyin. Kendinizi değerli hissediyorsanız böyle bir söylemden etkilenmezsiniz ya da çok az etkilenirsiniz.

Karşınızdaki kişi güzel biri olduğunuzu düşünmüyorsa o da kendi zevkidir saygı duymak gerekir. Belki de  bu yazdıklarımızın hiç birini demek istemedi . Bizim zayıf halkalarımız bu düşünceler olduğu için bize bu düşünceleri düşündürttü. Atalarımız bu durumu çok güzel deyişe dökmüşler. “YARASI OLAN GOCUNUR” diye. O yüzden karşıdaki kişinin deyişi değil de bizim içimizde ne oluyor ona odaklanmalıyız. İçimizden geçen cümleleri fark edip bunları neden düşündüğümüzü irdelememiz gerekir.

 

Toplum içinde yerimizi kendimiz belirleriz. Eğer birileri bizim için cüretkar serzenişlerde bulunuyor ise ; yani çok rahat eleştiriyor ise bu sizin o kişiye bu hakkı vermenizden kaynaklanıyor. Bu durumda ilk önce  kendinize dönmeli ve “kendim için ne yapabilirim ?”i düşünmeniz gerekiyor. İlahi boyutta da şu şekilde düşünebiliriz:  Allah bizi daha iyi bir kul haline getirebilmek için aracılar gönderir. Bir arkadaşınızın size söylediği bir acı söz gibi. Burada arkadaşınıza takılmayarak şunu diyebilmelisiniz. Bu olaydan benim nefsime alacağım ne var. Allah hangi yanlışımı  düzeltmek istiyor. Bu durumu ilahi bir mesaja çevirebilmek gerekiyor.

 

Eleştiriler bizim daha iyi olabilmek için bir basamaktır. Ve lütfen beşerin gözünde ne olduğunuz değil Allah’ın gözüyle “ ben nasıl bir kulum , huzuruna çıktığım gün benden memnum olacak mı? “ Bunları düşünerek yaşayalım….

 

DİLEK ALBAYRAK

SOSYOLOG AİLE DANIŞMANI

e-mail:dilek@albayrakgy.com.tr

 

 

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.