Tarikatlar (Tarikat Yoktur)12

Namazın kılınışından tutun avlanmaya kadar her şey var. Allah’ımız Kur’an da bize lazım olan her şeyi açıklamış ve eksik bırakmamış. Allah’ımız güçlük çıkartmak istemez, yapamayacağımız ağır yükü de yüklemez.
Enam 38: “Biz o kitapta hiçbir şeyi eksik bırak-madık.”
Bakara 286: “Allah her şahsı ancak gücünün yettiği ölçüde sorumlu tutar.”
Bakara 185: “Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez.”
Ankebut 45: “Resulüm sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak zikretmek elbette ibadetlerin en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.”
İşte Allah’ı anmak, Kur’an okumak ve namaz kılmak en başta gelir. Kur’an’ın manaları insanın bilmediği çok manaların açığa çıkmasını sağlar. İnsanı çok tatlı bir haz ve keyif almaya sevk eder. Biz başımıza buyruk değiliz. Biz kuluz, görevimiz ve yapacağımız ibadetler ve işler bellidir. Ölçülü olmayı emreder.
Ankebut 51: “Kendilerine okunmakta olan kitabı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.”
Birileri kalkıyor nafile namaz kılan niçin rahatsız ediyor diyor? Ben niçin rahatsız olayım. Ortada Kur’an var. Hz peygamberin tavrı var. Bakın Hz Peygamber nasıl bir tavır ve tepki göstermiş. Fazlalaştırmak, olmayanı varmış gibi göstermek doğru mu? “Başka bir şey yapmıyor ki ibadet yapıyor, namaz kılıyor.”diyenlere duyurulur.
Hz. Peygamber’imiz (S. A) bir sohbetlerinde kıyametten ve ahiretten bahsetmiş. Sohbetin tesirinde kalan Hz. Ali, İbni Mesud (R. A) Mikdad(R. A), gibi bazı sahabiler Hz Osman mâz’un’un evinde toplanarak gündüzleri devamlı oruç tutmak geceleri de uyumayıp namaz kılmak, kadınların yanına gitmemek, et yememek ve eski püskü elbiseler giymek suretiyle yaşamaya, kalan ömürlerini böyle geçirmeye, hatta kendilerini kısırlaştırmaya azmetmişlerdi. Hz Peygamber durumu haber alınca hemen yanlarına geldi ve şöyle buyurdu; “Ben böyle bir kulluk şekli ile emrolunmadım. Vücut ve nefislerinizin sizde hakkı vardır. Oruç tutun, namaz kılın, fakat aynı zamanda orucunuzu açın, yiyin ve uyuyun. Ben namaz kılar uyurum. Oruç tutar ve iftar ederim. Et yerim ve kadınlarıma yaklaşırım. Benim yolumdan çıkan benden değildir.”
Maide 87: “Sınırı aşmayın Allah sınırı aşanları sevmez.”
Adına ibadet deyip fazlalaştırmak doğru değil ölçüye göre yapılmalı. Farzlar bile ölçüye göre yapılır. Vakit girince orucu açmak ve acele etmek gerekir. Namazların rekâtları belli, dördü beş altı yapmak olmadığı gibi eksiltmek de olmaz. Ölçü ve karar ne ise ona göre yapılır.
Şu da çok önemli. Farzları tehir etmek geriye bırakmak veya terk etmek yerine nafile yapmak da doğru değil. Mesela bir yerde çalışıyoruz bu devlet işi olur özel sektör alabilir değişmez. İşimizi bırakıp, savsaklayıp, aksatıp nafile ibadet yapamayız. Kul hakkı ve kamu hakkı oluşur. Ne olur kim zararlı çıkar? 5 dakikalık namazı 10, 15 dakikaya yarım saate çıkartmak doğru değil, İslami değil.
Eş, dost, akraba ziyareti, “sılai rahim” bunları yapmayan, erteleyen, terk eden Müslüman aldanır. Esas sevap bu. Bunlar yapılırsa sevap alınır. Bunlar yapılmıyor yerine nafile ibadetler yapılıyor.
Hz. Peygamber’imizin ömrü Mekke ve Medine’de
geçmiş. Ömründe bir hac yapmış ikincisi yok. Çünkü gücü yetenlerin ömründe bir defa hac yapması farz. Allah böyle buyuruyor. Peygamberi de bunu bu şekilde yapıyor. İstese yapmaz mıydı? Yapardı ama gerek kulluk gerekse peygamberlik şartlarına uymazdı da ondan yapmadı. Şimdi bakalım Müslüman insana. Kaç tane hac yapmış, fazla yaptığı hac ile övünüyor. Ölçü kaçmış mı kaçmış. Peki, ne yapmalı idi ki hem sevap olsun hem de ölçüye uysun?
İkinci hacca, ikinci umreye harcayacakları paraları bir havuzda toplayıp (yüzlerce binlerce kişiyi düşünün bu biriken paralarla Anadolu’nun ağaçsız dağları ağaçlandırılır. Bekçisinden sulamacasına kadar masrafları ödenir. İşte sevap Allah’ın ilahi sünneti ağaçlık ve yeşilliğin olduğu yere yağmur yağar buyuruyor. Kaybeden avunan, nefsine hizmet eden kim? Esas sevap ve yapılacak iş ve ibadet neymiş gördünüz mü?
Bu paralarla evlenemeyen kadın erkek evlendirilir. Zinanın yolu kesilir. Evi olmayan fakir fukaraya yetimlere ev alınır, iş kurulur, düzen ve denge sağlanır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.